Mekan 360

Hakkımızda

Diyarbakır’da ilk müze 1934 yılında Ulu Cami yakınındaki Zinciriye (Senceriye) Medresesi’nde açılmıştır.
1985 yılında ise Elazığ Caddesindeki bugünkü binasına taşınmış, 1993 yılında halkın hizmetine sunulmuştur. Müzemiz; bölgede gerçekleştirilen kazılar ve satın alma, müsadere gibi yollarla kazanılan; Prehistorik Çağdan itibaren Eski Tunç, Urartu, Asur, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu, Akkoyunlu ve Osmanlı devirlerine ait eserler ve ayrıca Amida baskılı Artuklu dönemi sikkeleri ile etnografik eserlerden oluşan zengin bir koleksiyona sahiptir. Yine Çayönü, Hallançemi kazılarının yanı sıra 2000 yılından beri Ilısu Barajı kurtarma kazıları kapsamında müzemiz başkanlığında yürütülen kazı çalışmaları ile insanlık tarihine ait çok önemli bilgiler içeren bulgular elde edilmekte ve bu da müzemizi ayrıcalıklı bir konuma oturtmaktadır. Bugün itibariyle;
 Müze koleksiyonumuza toplam: 29270 (Yirmidokuzbinikiyüzyetmiş)   adet envanterlik eser kayıtlıdır.

KENDİNİ YENİDEN YARATAN MÜZE

Diyarbakır Müzesi, sahip olduğu kültürel mirası teşhir salonlarında ve naftalin kokulu depolarda saklamak yerine tekrar yaşama döndürmek ve tüm dünya ile paylaşabilmek için uzunca bir süredir yola çıkmış durumda. Saat 5'i bekleyen memurlar olmayı ret eden çalışanları ve "Tarih ve Kültür için ben de varım" diyen gönüllüleri ile birlikte, bekleyen değil yol alan bir yere dönüştürdüler Diyarbakır Müzesini. Biten her projeden sonra yeni projeler için kolları sıvadılar. ‘’Hilar Mağaraları ve Çayönü Tepesinin Turizme Açılması Projesi’’ile 14 bin yıllık geçmişiyle insanlığın geçtiği aşamaları açığa çıkarırken, ‘’Diyarbakır Surlarının Temizlenme Çalışması Projesi’’ile de 1. Derece sit alanı olarak korunan sur bandında gerekli koruma tedbirleri ile kazı ve restorasyon çalışmaları yaptılar. ‘’Restorasyon ve Kültürel Mirasın Korunması Projesi" ile Sur içinde bulunan ve müze olarak projesi yapılmış ve hayata geçirilmiş olan İç kale mevkiinde kazı çalışmalarına başlanan cephanelik kazısına devam ederken, ‘’Cahit Sıtkı Tarancı ve Ziya Gökalp Müzesi teşhir Tanzim ve Onarım Projesi’’ile de Etnografik niteliğe sahip bu müzelerin basit onarımının ve teşhir ve tanziminin yeniden düzenlenmesini sağladılar.  ‘Kentler Çocuklarındır" projesiyle en kıyıda kalmış çocuklara ulaşmaya çalıştılar. Günlerce eğitilen çocuklar Müzeden "artık Diyarbakır’ın sahibi benim" diyen "Kültür Elçileri" olarak çıktılar. Bununla da yetinmeyen Diyarbakır Müzesi, yapılması akıllara zarar ve zor olanı seçti kendine. Herkesin unuttuğu, çeşitli suçlardan tutuklu, Cezaevindeki Çocuklara gitti. Suladığı o güzel tohumlar özgürlüklerine kavuşur kavuşmaz ilk Diyarbakır Müzesi’ne geldi.  Elbette 1934 yılından beri var olan bu (yepyeni) müze için iş bu kadarla kalmıyordu. "Diyarbakır Kültür Envanteri Projesi" başlatıldı ve Diyarbakır’da çalınmadık kapı, girilmedik sokak bırakılmadı. Tarihe ve kültüre dair ne varsa, hepsi kayda geçirildi ve ortaya, taşıyanın sırtında ağrılar başlatan iki ciltlik koca bir kitap çıktı. Diyarbakır’ın Merkez Kültür Envanteri bitince "Diyarbakır İlçeleri Kültür Envanteri" başlatıldı. Bu defa da köy köy gezilip, en ücra dağların zirvelerine kadar gidildi. Çok kısa bir zaman sonra ilki gibi sırt ağrıtacak ‘’Diyarbakır İlçeleri Kültür Envanteri’’ kitabını bizlerle paylaşacaklar. Yine yetinmediler ve yeni bir proje başlattılar. "Diyarbakır Müze Müdürlüğünün Kapasitesini Kültürler Arası Diyalog ile Güçlendirme Projesi" adıyla başlattıkları bu projeyle yurdun dışına uzanıyor, İngiltere’de bulunan ve 2 milyon ziyaretçiye sahip olan ‘’Victoria ve Albert’’ müzesi ile ilişkiye girdiler. Karşılıklı gerçekleştirilecek olan ziyaretlerin ilkinde, tüm Diyarbakır Müzesi gönüllüleri ve çalışanları İngiltere’den gelen uzmanlardan eğitim aldılar ve bununla kalmayıp Şanlıurfa, Adıyaman, Elazığ, Malatya, Batman ve Mardin’deki meslektaşlarını da bu eğitimlerden faydalanmaları için davet ettiler. Aynı proje kapsamında her gün, Diyarbakır Sur içindeki okullardan 16 kişilik çocuk guruplarına müzede eğitim verdiler.

O kadar çok şey yapmak istiyorlar ki, artık oldukları yer onlara yetmez durumda ve tabii ki her şeyden önce ellerindekini en iyi şekilde korumaları gerektiğinin de farkındalar. Bu nedenle ‘’İç kale Müze Projesi’’ için, kentin tarihi dokusuna ve tarihi eserlerin korunmasına ve onarılmasına yönelik yapılabiecek bütün girişimlerde bulundular. Yakında bitecek olan bu proje ile de Diyarbakır 50.000 metre karelik alana sahip, hak etiği müzesine kavuşacak. Ve tabii ki ‘’İç kale Müze Projesi’’  tamamlanıncaya kadar ellerindeki eserleri de en sağlıklı şekilde koruma altına aldılar. Bunun için şimdiki binaları içinde yoktan var ettikleri ve her türlü donanıma sahip bir çalışma alanı haline getirdikleri ‘’Restorasyon ve Konservasyon Laboratuarı’’nı kurdular. En az kendileri kadar içten ve samimi olan Konservatörleri de bulup, ellerindeki en küçük eserin bile zarar görmemesi için faaliyete koydukları laboratuarın tüm olanaklarını seferber ettiler.

 

Etiketler

Diyarbakır müze tarih museum kültür miras kazı arkeoloji medrese

Fotoğraflar

Görüşler (5)

barış altınsoy

Burası arkeoloji muzesinin eski yeri..sakın buraya gelmeyin yeni yeri nerede muhatap bulup öğrenemedim..pazar gunu her yer kapalıymış..yazık ediyorsunuz..belki google degil muze sitesine bakalim denilebilir Ama orada googla yönlendiriyor ve acik adres yazmamislar..bence il kultur müdürü derhal diyarbakir halki basta olmak uzere tum misafirlerde nozur dilemeli..ve durumu duzeltmeli..

5 yıl önce

Elif Ak

Anladığım kadarıyla yeni konumu Atatürk Müzesi’nin de bulunduğu iç kale tarafındadır. Bu konum Arkeoloji Müzesinin eski yeridir

5 yıl önce

hüseyin esmer

Tarih. . Mutlaka gezin

5 yıl önce

Cahit Kayaer

Müze burada değil arkadaşlar yanlış etiketlenmiş.

5 yıl önce

İlhan Kurnaz

çok güzel

5 yıl önce

Yorum Ekle