Turgut Köyünün “yeşillik denizinden” kurtulmanızla birlikte Selimiye’nin kristal mavi güzelliğiyle karşılaşır, şaşırır ve hayran kalırsınız. Dağlar birden koyu orman dokusunu yitirip tipik Akdeniz-Ege makiliklerine dönüşür. Bunlara badem, zeytin ağaçları eklenir. Ardından Selimiye Köyü tablo gibi, yamaçlardan kıyıya doğru serpilmiş evleriyle sizi selamlamaya başlar.

Kalabalıktan, gürültüden uzak, huzurlu bir görünümü var köyün. Küçük ama kaliteli hizmet veren pansiyonları, motelleri, apart otelleri yaz boyunca aşırı ilgi görüyor. Tatilciler yürüyüş, oltayla balık yakalama, kano, dalış gibi çeşitli etkinliklerle zaman geçiriyor. Köyü çevreleyen badem ağaçları Şubat ayı başlarında bembeyaz çiçeğe bürünüyor ve kar yağmış gibi bir görüntü ortaya çıkarıyor. Havasındaki oksijenin bolluğu nedeniyle köyde 100 yaşını aşan çok sayıda kişi yaşıyor.

Köyün çevresinde 3 kale kalıntısı bulunuyor. Biri Selimiye’nin en yüksek tepesinde, diğeri Sarıkaya tepesinde, üçüncüsü ise Kızılköy Mahallesi’nde. Kıyıdan 100 metre açıkta teknelere yol göstermek için inşa edilmiş gözetleme burcu, deniz feneri, manastır ve tiyatro görülmeye değer kalıntılar. Bölgedeki batıklardan çıkartılan kalıntılar ise Bodrum Sualtı Müzesinde sergileniyor.

Kameriye (Kamelya) Adası: Selimiye’den kalkan günlük tekne turlarının ilk durağıdır. Sahilden kolaylıkla tırmanılabilecek yükseklikte bir manastır bulunuyor. Siyah, beyaz, gri deniz taşları döşenerek yapılmış mozaik, manastırın bahçesini süslüyor.

Dişlice Adası: Orhaniye’den olduğu gibi Selimiye’den kalkan teknelerin de tur programında yer alan Dişlice Adası, anıtlaşmış volkanik kaya görüntülerine sahip. Kayalar o kadar girintili çıkıntılı ki, beraber olmak amacıyla yer arayan aşıklara çok sayıda uygun köşe bulunduğu için “aşk adası” da deniyor. Adanın Bencik Koyu’na bakan kısmı ise minik plajlara sahip.

Once you leave behind the “sea of greens” in Turgut, you arrive at crystal blue beauty of Selimiye and get surprised in admiration. All of a sudden, the mountains lose intense forest texture and turn to characteristic Aegean-Mediterranean maquis. They are accompanied with almond and olive trees. Then Selimiye welcomes you with its picturesque view of houses dispersed from piedmonts towards the shore.

Selimiye has a distant, silent and peaceful view. Pensions, motels and apart-hotels are small but offer high quality service; and they are at a premium in summer. Holidaymakers kill time on fishing, canoeing and diving. Almond trees that surround the village wrap themselves up in all white flowers in early February, as if it snowed. Thanks to high oxygen content in the air, many locals exceed 100 years of age.

There are ruins of 3 castles in the vicinity of Selimiye. One is on the highest hill, other on Sarıkaya hill and the third takes place on Kızılköy Neighbourhood.100 metresoff the shore, there is a watch-bastion to guide the boats; besides, the lighthouse, monastery and theatre are other ruins worth seeing. The ruins excavated from the submerged wrecks are exhibited at Bodrum Museum of Underwater Archaeology.

Kameriye (Camellia) Island: It is the first stop of daily boat trips from Selimiye. There is a monastery, easy to climb from the shore. Mosaics of black, white and gray sea stones adorn its yard.

Dişlice Island: It is in the tour programme of boat trips from Selimiye, as from Orhaniye. The island has the look of a monumental volcanic rock. The rocks are so wavy that it is called “island of lovers” since there is a quiet corner for lovers who seek a place to get together. Its side in face of Bencik Cove comprises tiny beaches.